Blogger Template by Blogcrowds.

EK III

Japon donanmasının aşağıda belirtilen, yaşını doldurmuş üç okul gemisinden ikisinin Boğazlardaki limanları birlikte ziyaretine izin verilmesi kararlaştırılmıştır.

Bu iki geminin toplam tonajı, bu durumda, 15.000 tona eşdeğerde sayılacaktır.

Kızağa Konuş Tarihi

Hizmete Giriş Tarihi

Standard Sutaşırımı

Silahlar

Asama

20.10.1896

18.03.1899

9.240 ton

4
12

x
x

200 mm
150 mm

Yakumo

01.11.1898

20.06.1900

9.010 ton

4
12

x
x

200 mm
150 mm

Iwate

11.11.1898

18.03.1901

9.180 ton

4
14

x
x

200 mm
150 mm


EK IV

1. İşbu Sözleşmenin 18. maddesinde öngörülen, Karadeniz kıyıdaşı Devletlere bağlı donanmaların toplam tonajı hesabına katılacak gemilerin sınıfları ve alt-sınıfları şunlardır:
Hattıharp gemileri:
Alt-sınıf a);
Alt-sınıf b);
Uçak-gemileri:
Alt-sınıf a);
Alt-sınıf b);
Hafif su üstü gemileri:
Alt-sınıf a);
Alt-sınıf b);
Alt-sınıf c);
Denizaltılar:

İşbu Sözleşmenin II sayılı Ek'indeki tanımlamalara göre.
Tonaj toplamının hesaplanmasında göz önünde tutulması gereken sutaşırımı [mâimahreç], III sayılı Ek'de tanımlanan standard sutaşırımıdır. Sözü edilen Ek'te tanımlanmış oldukları biçimde, ancak "yaşını doldurmuş" olmayan gemiler göz önünde tutulacaktır.

2. 18. maddenin b) fıkrasında öngörülen bildirinin ayrıca işbu Ek'in birinci paragrafında belirtilen sınıflarla alt-sınıflardaki gemilerin tonaj toplamını kapsaması gerekir.

PROTOKOL

Bugünkü tarihli sözleşmeyi imza ettikleri sırada, aşağıda imzalan bulunan Tamyetkili Temsilciler, her biri kendi hükümetlerini bağlamak üzere, aşağıdaki hükümleri kabul ettiklerini bildirirler:
1. Türkiye, işbu Sözleşmenin Başlangıç; (Préambule) kesiminde tanımlandığı biçimde Boğazlar bölgesini hemen yeniden askerleştirebilecektir.

2. Türk Hükümeti, 15 Ağustos 1936 tarihinden başlayarak işbu Sözleşmede belirlenen rejimi geçici olarak uygulayacaktır.

3. İşbu Protokol bugünkü tarihten başlayarak geçerli olacaktır.
MONTREUX'de, yirmi Temmuz bin dokuz yüz otuz altı tarihinde düzenlenmiştir.


N. B. NİCOLAEV
Pierre NEİCOV
J. PAUL-BONCOUR
H. PONSOT STANLEY
S.M. BRUCE
N. POLİTİS
Raoul BİBİCA-ROSETTİ
N. SATO (ad referendum)
Massa-aki HOTTA (ad referendum)
N. TİTULESCÜ
Cons. CONTZESCO
V. V. PELLA
Dr. R. ARAS
Suad DAVAZ
N. MENEMENCİOĞLU
Asım GÜNDÜZ
N. SADAK
Maxime LİTVİNOFF
Dr. I. V. SOUBBOTİTCH


EK I.


1. İşbu Sözleşmenin 2. maddesi uyarınca alınabilecek olan vergiler ve harçlar aşağıdaki çizelgede gösterilenler olacaktır. Türk Hükümetinin bu vergilerde ve harçlarda kabul edebileceği indirimler, bayrak ayırımı gözetilmeksizin uygulanacaktır.

Yapılan Hizmetin Niteliği

Altın Frank*

a.

Sağlık denetimi

0.075

b.

Fenerler, ışıklı fenerler ve geçit şamandıraları, ya da başka şamandıralar:
800 tona kadar
800 tonun üstünde



0.420
0.210

c.

Kurtarma sandallarını, palamar taşıyan füze istasyonlarını, sis düdüklerini, radyofarları ve b. paragrafına girmeyen ışıklı şamandıralarla, aynı türden başka döşemleri (tesisleri) kapsamak üzere.

0.100


Kütüğe yazılı darasız tonajın (jauge netle,net register tonnage)
her bir tonu üzerinden alınacak vergi ya da harçlar tutarı Altın-Frank*

* Şimdiki durumda, 100 kuruş, yaklaşık olarak 2 altın-Frank 20 santim değerindedir.
2. İşbu Ek'in, 1. paragrafına ekli çizelgede belirtilen vergiler ve harçlar, Boğazlar'dan bir gidiş-dönüş geçişine uygulanacaktır (başka bir deyimle, Ege Denizinden Karadeniz'e bir geçiş ve Ege Denizi'ne doğru dönüş yolculuğu ya da Karadeniz'den Ege Denizi'ne Boğazlar'dan bir geçiş, bunun ardından da Karadeniz'e dönüş); bununla birlikte, bir ticaret gemisi, gidiş yolculuğu için Boğazlar'a girdiği tarihten başlayarak altı aydan çok bir süre sonra, duruma göre, Ege Denizi’ne ya da Karadeniz'e dönmek üzere Boğazlar'dan yeniden geçerse, bu gemi, bayrak ayırımı yapılmaksızın, bu vergileri ve harçları ikinci kez ödemekle yükümlü tutulabilecektir.

3. Bir ticaret gemisi, gidiş geçişinde, dönmeyeceğini bildirirse, işbu Ek'in birinci paragrafının b) ve c) fıkralarında öngörülen vergiler ve harçlar bakımından yalnız tarifenin yansını ödemesi gerekecektir.

4. İşbu Ek'in birinci paragrafına ekli çizelgede tanımlanan ve söz konusu hizmetlerin gerektirdiği giderlerin karşılanmasına ve yedek akçe ya da aşırı olmayan bir döner sermaye fonu elde etmek için gerekli miktardan yüksek olmayacak olan vergiler ve harçlar, ancak işbu Sözleşmenin 29. maddesi hükümleri uygulanarak arttırılabilecek ya da tamamlanabilecektir. Bunlar altın-Frank ya da ödeme tarihindeki kambio değerine göre Türk parası olarak ödenecektir.

5. Ticaret gemileri, kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) gibi isteğe bağlı hizmetler karşılığı vergileri ve harçları, böyle bir hizmet, söz konusu geminin acentasının ya da kaptanının istemesi üzerine, Türk makamlarınca gereği gibi yerine getirilmişse, ödemek zorunda tutulabileceklerdir. Türk Hükümeti, isteğe bağlı bu hizmetler için alınacak vergilerin ve harçların tarifesini vakit vakit yayınlayacaktır.

6. Bu tarifeler, söz konusu hizmetler ö. maddenin uygulanmasıyla zorunlu kılındığı durumlarda arttırılmayacaktır.

EK. II11

11. İşbu Ek'in metinleri, 25 Mart 1936 tarihli Londra Deniz Kuvvetleri Andlaşmasından alınmıştır.

A. STANDARD SUTAŞIRIMI (MAİMAHREC)12

12. Fransızca metinde "deplacemcnt - type", İngilizce metinde "standard displacement", 1936 Türkçe çevirisinde "maimahreç esası". (Çevirenler)

1. Bir su üstü gemisinin Standard sutaşınmı [mâimahreci], bütün gemi adamlarıyla, makineleri ve kazanlarıyla, denize açılmağa hazır olan ve “makinelerinin ve kazanlarının beslenmesine özgü yakıtla yedek yakıt dışında” bütün silâhlarım ve her türlü cephanesini, döşemlerini [tesisatını], donatımını, gemi adamlarının komanyasını, tatlı suyunu, çeşitli yiyeceklerini ve savaş sırasında taşıyacağı her çeşit araç ve gereçlerini ve yedek parçalarını bulunduran, yapımı tamamlanmış bir geminin sutaşırımıdır.

2. Bir denizaltının Standard sutaşırımı, bütün gemi adamlarıyla, yürütücü makineleriyle, denize açılmağa hazır olan ve “yakıtı, yağlama yağı, tatlı suyu ve her çeşit balast suyu dışında” bütün silâhlarını, her türlü cephanesini, döşemlerini [tesisatını], donatımını, gemi adamlarının komanyasını ve savaş sırasında taşıyacağı çeşitli araç ve gereçleri ve her çeşit yedek parçalarını taşıyan (dalma sarnıçlarının suyu dışında) yapımı tamamlanmış geminin su üstündeki sutaşırımıdır.

3. "Ton" (tonne) sözcüğü, "metrik ton" (tonnes metriques) teriminde kullanılışı dışında, 1.016 kilogramlık (2.240 litrelik) bir ton anlamına gelmektedir.


B. SINIFLAR
1.
Hattıharp gemileri13, aşağıdaki iki alt-sınıftan birine giren su üstü savaş gemileridir:

13. Fransızca metinde "Bâtiments de ligne", ingilizce metinde "Capital Ships", 1936 Türkçe çevirisinde "Hattıharp gemileri". (Çevirenler)

a) Uçak-gemileri, yardımcı gemiler ya da b) alt-sınıfına giren hattıharp gemileri dışında, Standard sutaşırımı [mâimahreci] 10.000 tonun (10.160 metrik tonun) üstünde olan ya da 203 milimetre (8 pus) çapından büyük raptı bir top taşıyan, su üstü gemileri;

b) Uçak-gemileri dışında, Standard sutaşırımı [mâimahreci] 8.000 tonun (8.128 metrik tonun) üstünde olmayan ve 203 milimetre (8 pus) çapından büyük çaplı bir top taşıyan su üstü savaş gemileri.


2. Uçak-gemileri14 sutaşırımı [mâimahreci] ne olursa olsun, başlıca uçak taşımak ve bu uçakları denizde harekete getirmek için yapılmış ya da buna göre düzenlenmiş su üstü savaş gemileridir. Bir savaş gemisi başlıca uçak taşımak ve bunları denizde harekete getirmek için yapılmamışsa ya ela buna göre düzenlenmemişse, bu gemiye bir inme ya da havalanma güvertesinin konulması, bu geminin, uçak-gemisi sınıfına sokulması sonucunu vermez.

14. Fransızca metinde "bâtiments porte-aeronefs", İngilizce metinde "Aircraft-Carriers", 1936 Türkçe çevirinde "Tayyare ana gemileri". (Çevirenler)

Uçak-gemileri sınıfı iki alt-sınıfa ayrılır; şöylece:
a) Uçakların havalanabilecekleri ya da konabilecekleri bir güverte ile donatılmış olan gemiler;
b) Yukarıda a) paragrafında tanımlanan bir güverteyle donatılmamış olan gemiler.


3. Hafif sn üstü gemileri15 uçak-gemileri, küçük savaş gemileri ya da yardımcı gemiler dışında, standard sutaşırımı [mâimahreci] 10.000 tonu (10.160 metrik tonu) geçmemek üzere, 100 tonun (102 metrik tonun) üstünde olan ve 203 milimetre (8 pus) çapından büyük çaplı top taşımayan su üstü savaş gemileridir.

15. Fransızca metinde "bâtiments legers de surface", İngilizce metinde "Light Surface Vessels", 1936 Türkçe çevirisinde "hafif su üstü gemileri". (Çevirenler).
Hafif su üstü savaş gemileri üç alt-sınıfa ayrılır; şöylece;
a) 155 milimetre (6.1 pus) çapından büyük çaplı bir top taşıyan gemiler;
b) 155 milimetre (6.1 pus) çapından büyük çaplı top taşımayan ve Standard sutaşırımı [mâimahreci] 3.000 tonun (3.048 metrik tonun) üstünde olan gemiler;
c) 155 milimetre (6.1 pus) çapından büyük çaplı top taşımayan ve standard sutaşırımı [mâimahreci] 3.000 tonun (3.048 metrik tonun) üstünde olmayan gemiler.



4. Denizaltılar16 denizin yüzeyi altında gidip-gelmek üzere yapılmış bütün gemilerdir.

16. Fransızca metinde "sous-marins", İngilizce metinde "Submarines", 1936 Türkçe çevirisinde "denizaltı gemileri". (Çevirenler).

5. Küçük savaş gemileri17 , yardımcı gemiler dışında, standard sutaşırımı [mâimahreci] 2.000 tonu (2.023 metrik tonu) geçmemek üzere, 100 tondan (102 metrik tondan) büyük olan, ancak aşağıdaki niteliklerden hiçbirini kendilerinde bulundurmayan su üstü savaş gemilerdir:
17. Fransızca metinde "petits navires de combat", İngilizce metinde "Minör War Vessels", 1936 Türkçe çevirisinde "küçük muharebe gemileri". (Çevirenler).

a) 155 milimetre (6.1 pus) çapında büyük çaplı bir topla donatılmış olmak;
b) Torpil atmak için yapılmış ya da donatılmış bulunmak;
c) 20 milden çok hız sağlamak üzere yapılmış olmak;


6. Yardımcı gemiler18, askerî donanmaya bağlı olup, Standard sutaşırımı [mâimahreci] 100 tondan (102 metrik tondan) büyük olan, olağanlıkla donanma hizmetinden ya da asker taşıma ya da savaşan gemilerin kullanıldıkları hizmetten başka herhangi bir hizmette kullanılan, savaşan gemi olmak üzere yapılmamış olan ve aşağıdaki niteliklerden hiçbirini kendinde bulundurmayan su üstü gemileridir;

18. Fransızca metinde "bâtiments auxilliaires", İngilizce metinde "Auxilary Vessels", 1936 Türkçe çevirisinde "Muavin gemiler". (Çevirenler)

a) 155 milimetre (6.1 pus) çapından büyük çaplı bir lopla donatılmış olmak;
b) 76 milimetreden (3 pustan) büyük çapta sekiz toptan çok lopla donatılmış olmak;
c) Torpil atmak üzere yapılmış ya da donatılmış olmak;
d) Zırhlı kaplamalarla korunmak üzere yapılmış olmak;
e) 28 mili aşan bir hıza erişmek üzere yapılmış olmak;
f) Uçakları denizde harekete geçirmek üzere özellikle yapılmış ya da düzenlenmiş olmak;
g) Uçak fırlatmak için, ikiden çok araçla donatılmış bulunmak.

C. YAŞINI DOLDURMUŞ GEMİLER.
Aşağıdaki sınıflara ve alt-sınıflara giren gemiler, yapımlarından başlayarak, aşağıda sayıları gösterilen yıllar geçince, "yaşını doldurmuş"19 sayılacaklardır:
19. Fransızca metinde "hors d'âge", İngilizce metinde "over-age" 1936 Türkçe çevirisinde "yaşını doldurmuş". (Çevirenler)

a) Bir hattıharp gemisi için .................................. 26 yıl;
b) Bir uçak-gemisi için ....................................... 20 yıl;
c) a) ve b) alt-sınıflarından bir hafif su üstü gemisi için:
(i) l Ocak 1920 den önce kızağa konulmuşsa ...... 16 yıl;
(ii) 31 Aralık 1919 dan sonra kızağa konulmuşsa .. 20 yıl;
d) c) alt-sınıfından bir hafif su üstü gemisi için ....... 16 yıl;
e) Bir denizaltı için ............................................ 13 yıl;

KESİM III - UÇAKLAR
10. Fransızca metinde "Aéronefs", İngilizce metinde "Aircrafts", 1930 Türkçe çevirisinde "Hava sefineleri". (Çevirenler)

Madde 23
Sivil uçakların Akdeniz ile Karadeniz arasında geçişini sağlamak amacıyla, Türk Hükümeti, Boğazların yasak bölgeleri dışında, bu geçişe ayrılmış hava. yollarım gösterecektir; sivil uçaklar, Türk Hükümetine, ara sıra (tarifesiz) yapılan uçuşlar için üç gün öncesinden bir ön-bildirim ile, düzenli (tarifeli) servis uçuşları için geçiş tarihlerini belirten genel bir ön-bildirimde bulunarak, bu yolları kullanabileceklerdir.

Öte yandan, Boğazların yeniden askerleştirilmiş olmasına bakılmaksızın, Türk Hükümeti, yine de Türkiye'de yürürlükte olan hava ulaşımı yönetim kuralları uyarınca, Avrupa ile Asya arasında Türk ülkesi üzerinden uçmalarına izin verilmiş olan sivil uçaklara, tam bir güvenlik içinde geçmeleri için gerekli kolaylıkları sağlayacaktır. Bir uçuş izninin verilmiş olduğu durumlarda, Boğazlar bölgesinde izlenecek yol belirli dönemlerde gösterilecektir.

KESİM IV. - GENEL HÜKÜMLER

Madde 24
Boğazlar rejimine ilişkin 24 Temmuz 1923 tarihli Sözleşme gereğince kurulmuş olan Uluslararası Komisyonun yetkileri Türk Hükümetine aktarılmıştır.

Türk Hükümeti, 11., 12., 14. ve 18. maddelerin uygulanmasına ilişkin istatistikleri toplamağı ve gerekli bilgileri vermeği yükümlenir.

Türk Hükümeti, işbu Sözleşmenin, savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçişine ilişkin liri hükmünün yürütülmesine göz kulak olacaktır.

Türk Hükümeti, yabancı bir deniz kuvvetinin yakında Boğazlar'dan gereceği kendisine bildirilir bildirilmez, bu kuvvetin kuruluşunu, tonajım, Boğazlar'a giriş için öngörülen tarihi ve, ve, gerekirse, olası dönüş tarihini, Bağıtlı Yüksek Tarafların Ankara'daki temsilcilerine bildirecektir.

Türk Hükümeti, Boğazlar'da yabancı savaş gemilerinin gidiş-gelişini gösteren, ayrıca ticarete ve işbu Sözleşmede öngörülen deniz ve hava ulaşımına yararlı bütün bilgileri kapsayan yıllık bir raporu Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine ve Bağılı Yüksek Tanıtlara sunacaktır.

Madde 25
İşbu Sözleşmenin hiçbir hükmü, Türkiye için ya da Milletler Cemiyetimle üye herhangi bir başka Bağıtlı Yüksek Taraf için, Milletler Cemiyeti Misakından doğan haklara ve yükümlülüklere halel vermemektedir.

KESİM V. - SON HÜKÜMLER
Madde 26
İşbu Sözleşme olabilen en kısa süre idinde onaylanacaktır.

Onama belgeleri, Paris’te Fransa Cumhuriyeti Hükümetinin arşivlerine konulacaktır.

Japon Hükümeti, onamanın yapılmış olduğunu, Paris'deki diplomatik temsilcisi aracılığıyla, Fransa Cumhuriyeti Hükümetine bildirmekle yetinebilecek ve, bu durumda, onama belgesini olabilen en kısa süre içinde gönderecektir.

Türkiye'nin onama belgesini de içermek üzere, altı onama belgesi sunulur sunulmaz, bir sunuş tutanağı (procés-verbal de dépôt) düzenlenecektir. Bundan önceki fıkrada öngörülen bildiri, bu bakımdan, onama belgesi sunuşu ile eşdeğerde olacaktır.

İşbu Sözleşme, bu tutanak tarihinden başlayarak yürürlüğe girecektir.

Fransız Hükümeti, bundan önceki fıkrada öngörülen tutanakla, sonradan sunulacak onama belgelerinin sunuş tutanaklarının doğruluğu onaylanmış birer örneğini bütün Bağıtlı Yüksek Taraflara verecektir.

Madde 27
İşbu Sözleşme, yürürlüğe girişinden başlayarak, 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Andlaşmasını imzalamış her Devletin katılmasına açık olacaktır.

Her katılma, diplomasi yoluyla Fransa Cumhuriyeti Hükümetine, onun aracılığıyla da, bütün Bağıtlı Yüksek Taraflara bildirilecektir.

Katılma, Fransız Hükümetine yapılan bildiri tarihinden başlayarak geçerli olacaktır.

Madde 28
İşbu Sözleşmenin süresi, yürürlüğe giriş tarihinden başlayarak, yirmi yıl olacaktır.

Bununla birlikte, işbu Sözleşmenin 1. maddesinde doğrulanan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğü ilkesinin sonsuz bir süresi olacaktır.

Sözü edilen yirmi yıllık sürenin bitiminden iki yıl önce, hiçbir Bağıtlı Yüksek Taraf, Fransız Hükümetine Sözleşmeyi sona erdirme ön-bildirimi vermemişse, işbu Sözleşme, bir sona erdirme ön-bildirimin gönderilmesinden başlayarak, iki yıl geçinceye kadar yürürlükte kalacaktır. Bu ön-bildirim, Fransız Hükümetince, Bağıtlı Yüksek Taraflara iletilecektir.

İşbu Sözleşme, işbu madde hükümlerine uygun olarak sona erdirilmiş olursa, Bağıtlı Yüksek Taraflar, yeni bir Sözleşmenin hükümlerini saptamak üzere kendilerini bir konferansta temsil ettirmeği kabul etmektedirler.

Madde 29
İşbu Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden başlayarak her beş yıllık dönemin sona ermesinde, Bağıtlı Yüksek Taraflardan her biri, işbu Sözleşmenin bir ya da birkaç hükmünün değiştirilmesini önerme girişiminde bulunabilecektir.

Bağıtlı Yüksek Taraflardan birince yapılacak değiştirme isteminin kabul edilebilmesi için, bu istem 14. ya da 18. maddelerin değiştirilmesini amaçlamaktaysa, başka bir Bağıtlı Yüksek Tarafça; başka herhangi bir maddenin değiştirilmesini amaçlamaktaysa, başka iki Bağıtlı Yüksek Tarafça desteklenmesi gerekir.

Böylece desteklenmiş değişiklik istemi, içinde bulunulan beş yıllık dönemin sona ermesinden üç ay önce, Bağıtlı Yüksek Taraflardan her birine bildirilecektir. Bu bildiri, Önerilen değişikliğin niteliğini ve gerekçesini kapsayacaktır.

Bu öneriler üzerinde diplomasi yoluyla bir sonuca varmak olanağı bulunamazsa, Bağıtlı Yüksek Taraflar, bu konuda toplanacak bir konferansta kendilerini temsil ettireceklerdir.

Bu konferans, ancak oybirliğiyle karar alabilecektir; 14. ve 18. maddelere ilişkin değişiklik durumları bu hükmün dışında kalmaktadır; bu durumlar için Bağıtlı Yüksek Tarafların dörtte üçünden oluşan bir çoğunluk yeterli olacaktır.

Bu çoğunluk, Türkiye'yi de içine alarak Karadeniz kıyıdaşı Bağıtlı Yüksek Tarafların dörtte üçünü kapsamak üzere hesaplanacaktır.

BU HÜKÜMLERE OLAN İNANÇLA, aşağıda adları yazılı Tamyetkili Temsilciler, işbu Sözleşmeyi imzalamışlardır.

MONTREUX’de, yirmi Temmuz bin dokuz yüz otuz altı tarihinde onbir nüsha olarak düzenlenmiştir; bu nüshalardan, Temsilcilerce mühürlenmiş olan birincisi, Fransa Cumhuriyeti Hükümeti arşivlerine konulacak, öteki nüshalar da imzacı Devletlere teslim olunacaktır.

N. P. NİCOLAEV
Pierre NEİCOV
J. PAUL-BONCOUR
H. PONSOT
STANLEY
S. M. BRUCE
N. POLİTİS
Raoul BİBİCA-ROSETTİ


Aşağıda imzaları bulunan Japonya Temsilcileri, işbu Sözleşme hükümlerinin, Milletler Cemiyeti üyesi olmayan bir Devlet sıfatıyla, Japonya'nın durumunu, gerek Milletler Cemiyeti Misakına göre, gerek bu Misak çerçevesi içinde yapılmış karşılıklı yardım andlaşmalarına göre, hiçbir biçimde değiştirmediğini ve Japonya'nın özellikle 19. ve 20. maddeler hükümleri içinde bu Misak ve bu andlaşmalar konusunda tam bir değerlendirme özgürlüğünü elinde tuttuğunu, Hükümetleri adına bildirirler.

N. ŞATO
Massa-aki HOTTA
N. TİTULESCO
Cons. CONTZESCO
V. V. PELLA
Dr. R. ARAS
Suad DAVAZ
N. MENEMENCİOĞLU
Asım GÜNDÜZ
N. SADAK
Maxime LİTVİNOFF
Dr. I. V. SOUBBOTİTCH

KESİM II. - SAVAŞ GEMİLERİ

Madde 8
İşbu Sözleşme bakımından, savaş gemilerine ve bu gemilerin nitelikleriyle tonajlarının hesabı için uygulanacak tanımlama, işbu Sözleşmenin II sayılı Ek'inde yer alan tanımlamadır.

Madde 9
Deniz kuvvetlerinin, sıvı olsun ya da olmasın, yakıt taşımak için özellikle yapılmış olan yardımcı gemileri, 13. maddede belirtilen ön-bildirim koşuluna bağlı tutulmayacaklar ve, Boğazlar'ı tek başlarına geçmek koşuluyla, 14. ve 18., maddeler gereğince sınırlamaya bağlı tonajlar hesabına katılmayacaklardır. Bununla birlikte, bu gemilerin, öteki geçiş koşullan bakımından, savaş gemileriyle bir tutulmaları süregidecektir.

Bir önceki fıkrada belirtilen yardımcı gemiler, öngörülen kuraldışılıktan, ancak silâhları: yüzer hedeflere karşı en çok 105 milimetre çapında iki toptan, hava hedeflerine karşı en çok 75 milimetre çapında iki silâhtan çok değilse yararlanabileceklerdir.

Madde 10
Barış zamanında, hafif su üstü gemileri, küçük savaş gemileri ve yardımcı gemiler, ister Karadeniz'e kıyıdaş olan ister olmayan Devletlere bağlı bulunsunlar, bayrakları ne olursa olsun, Boğazlar'a gündüz ve aşağıdaki 13. ve sonraki maddelerde öngörülen koşullar içinde girerlerse, hiçbir vergi ya da harç ödemeksizin, Boğazlar'dan geçiş özgürlüğünden yararlanacaklardır.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen sınıflara giren gemiler dışında kalan savaş gemilerinin ancak 11. ve 12. maddelerde öngörülen özel koşullar içinde geçiş haklan olacaktır.

Madde 11
Karadeniz'e kıyıdaş Devletler, 14. maddenin 1. fıkrasında öngörülen tonajdan yüksek bir tonajda bulunan hattıharp gemilerinin3 Boğazlardan geçirebilirler; şu koşulla ki, bu gemiler Boğazlar'ı ancak tek başlarına ve en çok iki torpido4 eşliğinde geçerler.
3. Fransızca metinde ”bâtimeats de ligne”, İngilizce metinde "Capital Ships". 1936 Türkçe çevirisinde "hatlıharp gemileri". (Çevirenler)

4. Fransızca metinde "torpilleurs", İngilizce metinde “destroyer”, 1936 Türkçe çevirisinde "torpido". (Çevirenler)

Madde 12
Karadeniz'e kıyıdaş Devletler, bu deniz dışında yaptırdıkları ya da satın aldıkları denizaltılarını, tezgâha koyuştan ya da satın alıştan Türkiye'ye vaktinde haber verilmişse, deniz üslerine katılmak üzere Boğazlar'dan geçirme hakkına sahip olacaklardır.

Sözü edilen Devletlerin denizaltıları, bu konuda Türkiye'ye ayrıntılı bilgiler vaktinde verilmek koşuluyla, bu deniz dışındaki tezgâhlarda onarılmak üzere de Boğazlar'dan geçebileceklerdir.

Gerek birinci gerek ikinci durumda, denizaltıların gündüz ve su üstünden gitmeleri ve Boğazlar'dan tek başlarına geçmeleri gerekecektir.

Madde 13
Savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi için, Türk Hükümetine diplomasi yoluyla bir ön-bildirimde bulunulması gerekecektir. Bu ön-bildirimin olağan süresi sekiz gün olacaktır; ancak, Karadeniz kıyıdaşı olmayan Devletler için bu sürenin onbeş güne çıkartılması istenmeğe değer sayılmaktadır. Bu ön-bildirimde gemilerin gidecekleri yer, adı, tipi, sayısı ile gidiş için ve, gerekirse, dönüş için geçiş tarihleri belirtilecektir. Her tarih değişikliğinin üç günlük bir ön-bildirim konusu olması gerekecektir.

Gidiş için geçişte Boğazlar'a girişin, ilk ön-bildirimde belirtilen tarihten başlayarak beş günlük bir süre içinde yapılması gerekecektir. Bu sürenin bitiminden sonra, ilk ön-bildirim için olan aynı koşullar içinde yeni bir ön-bildirimde bulunulması gerekecektir.

Geçiş sırasında, deniz kuvvetinin komutanı, durmak zorunda olmaksızın, Çanakkale Boğazı'nın ve Karadeniz Boğazı'nın girişindeki bir işaret istasyonuna, komutası altında bulunan kuvvetin lam kuruluşunu bildirecektir.

Madde 14
İşbu Sözleşmenin III. maddesinde ve III sayılı Ek'inde öngörülen koşullar dışında,

Boğazlar'da transit geçişte bulunabilecek bütün yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek (tavan) toplam tonajı 15.000 tonu aşmayacaktır.

Bununla birlikte, bir önceki fıkrada belirtilen kuvvetler dokuz gemiden çok gemi iç ermeyeceklerdir.

Karadeniz'e kıyıdaş olan ya da olmayan Devletlerin, 17. madde hükümleri uyarınca Boğazlar'daki bir limanı ziyaret eden gemileri bu tonaja katılmayacaktır.


Geçiş sırasında bir avaryaya uğramış olan savaş gemileri de bu tonaja katılmayacaktır; bu gemiler, onarım sırasında, Türkiye'ce yayımlanan özel güvenlik hükümlerine bağlı tutulacaklardır.

Madde 15
Boğazlar'da transit olarak bulunan savaş gemileri taşımakla olabilecekleri uçakları5, hiçbir durumda, kullanamayacaklardır.
5. Fransızca metinde "aeronefs", ingilizce metinde "aircr.ıfts", 1936 Türkçe çevirisinde "hava sefineleri". (Çevirenler)

Madde 16
Boğazlarda transit olarak bulunan savaş gemileri, avarya6 ya da geminin teknik yönetimine bağlı olmayan bir aksaklık7 durumları dışında, geçişleri için gerekli süreden daha uzun süre Boğazlar'da kalamayacaklardır.
6. Fransızca metinde "avarie", ingilizce metinde "damage", 1936 Türkçe çevirisinde "hasar". (Çevirenler)
7. Fransızca metinde "ferlime de mer", ingilizce metinde "peril of the sea" 1936 Türkçe çevirisinde "denin arızası". (Çevirenler)


Madde 17
Yukarıdaki maddelerin hükümleri, herhangi bir tonajda ya da kuruluşta olan bir deniz kuvvetinin, Türk Hükümetinin çağrısı üzerine, Boğazlar'daki bir limana sınırlı bir süre için bir nezaket ziyaretinde bulunmasına hiçbir biçimde engel olamayacaktır. Bu kuvvet, 10., 14. ve 18. maddeler hükümleri uyarınca, Boğazlardan transit olarak geçmek için istenilen koşullar içinde bulunmuyorsa, Boğazlar'dan giriş için izlediği yoldan ayrılacaktır.

Madde 18
1. Karadeniz kıyıdaşı olmayan Devletlerin barış zamanında bu denizde bulundurabilecekleri toplam tonaj aşağıdaki gibi sınırlandırılmıştır:
a) Aşağıda b) paragrafında öngörülen durum dışında, sözü geçen Devletlerin toplam tonajı 30.000 tonu aşmayacaktır;

b) Herhangi bir anda, Karadeniz'in en güçlü donanmasının (filosunun) tonajı işbu Sözleşmenin imzalanması tarihinde bu denizele en güçlü olan donanmanın (filonun) tonajını en az 10.000 ton aşarsa, a) paragrafında belirtilmiş olan 30.000 tonluk toplam tonaj aynı ölçüde ve en çok 45.000 tona varıncaya değin arttırılacaktır. Bu amaçla, kıyıdaş her Devlet, işbu Sözleşmenin IV sayılı Ek'i uyarınca, Türk Hükümetine, her yılın 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde, Karadeniz'deki donanmasının (filosunun) toplam tonajını bildirecektir; Türk Hükümeti de, bu bilgiyi, öteki Bağıtlı Yüksek Taraflara ve Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine ulaştıracaktır.

c) Karadeniz'e kıyıdaş olmayan Devletlerden herhangi birinin bu denizde bulundurabileceği tonaj, yukarıdaki a) ve b) paragraflarında öngörülen toplam tonajın üçte ikisiyle sınırlandırılmış olacaktır.

d) Bununla birlikte, Karadeniz kıyıdaşı olmayan bir ya da birkaç Devlet, bu denize, insancıl bir amaçla deniz kuvvetleri göndermek isterlerse, toplamı hiçbir varsayımda 8.000 tonu aşmaması gerekecek olan bu kuvvetler, işbu Sözleşmenin 13.maddesinde öngörülen ön-bildirime gerek duyulmaksızın, aşağıdaki koşullar içinde Türk Hükümetinden alacakları izin üzerine, Karadeniz'e girebileceklerdir: Yukarıdaki a) ve b) paragraflarında öngörülen toplam tonaj dolmamışsa ve gönderilmesi istenilen kuvvetlerle bu toplam tonaj atılmayacaksa, Türk Hükümeti, kendisine yapılmış olan istemi aldıktan sonra en kısa süre içinde bu izni verecektir; sözü geçen toplam tonaj daha önce kullanılmış bulunuyorsa ya da gönderilmesi istenilen kuvvetlerle bu toplam tonaj açılacaksa, Türk Hükümeti, bu izin isteminden, Karadeniz kıyıdaşı Devletleri hemen haberli kılacak ve bu Devletler, haberli kılındıklarından yirmi-dört saat sonra bir karşı görüş öne sürmezlerse, ilgili Devletlere istemlerine ilişkin olarak verdiği kararı en geç kırksekiz saat içinde bildirecektir.

[Karadeniz’e] kıyıdaş olmayan Devletler deniz kuvvetlerinin, Karadeniz'e bundan sonraki her girişi ancak yukarıdaki a) ve b) paragraflarında öngörülen kullanılabilir toplam tonajın sınırları içinde yapılacaktır.
2. Karadeniz'de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan Devletlerin savaş gemileri bu denizde yirmi-bir günden çok kalamayacaklardır.


Madde 19
Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri 10. maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerde belirtilen koşullarla aynı koşullar içinde, Boğazlar'da tam bir geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.

Bununla birlikte, savaşan herhangi bir Devletin savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi yasak olacaktır; şu kadar ki, işbu Sözleşmenin 25. maddesinin uygulama alanına giren durumlarla, saldırıya uğramış bir Devlete, Milletler Cemiyeti Misakı çerçevesi içinde yapılmış, bu Misak'ın 18. maddesi hükümleri uyarınca kütüğe yazılmış (tescil edilmiş) ve yayımlanmış, Türkiye'yi bağlayan bir karşılıklı yardım andlaşması gereğince yapılan yardım durumları bunun dışında kalmaktadır.

Yukarıdaki fıkrada öngörülen kuraldışı durumlarda, 10. maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerde belirtilen kısıtlamalar uygulanamayacaktır.

Yukarıdaki 2. fıkrada konulmuş geçiş yasağına karşın, Karadeniz'e kıyıdaş olan ya da olmayan savaşan Devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, bu limanlara dönebilirler.

Savaşan Devletlerin savaş gemilerinin Boğazlar'da herhangi bir elkoymaya8 girişmeleri, denetleme (ziyaret) hakkı9 uygulamaları ve başka herhangi bir düşmanca eylemde bulunmaları yasaktır.

8. Fransızca ve İngilizce metinlerde "caplure", 1936 Türkçe çevirisinde "zapt ve müsadere". (Çevirenler)
9. Fransızca metinde "droit de visite", İngilizce metinde "right of visit and search", 1936 Türkçe çevirisinde "muayene hakkı". (Çevirenler)


Madde 20
Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, 10. maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerin hükümleri uygulanamayacaktır; savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükümeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir.

Madde 21
Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayarsa, Türkiye'nin, işbu Sözleşmenin 20. maddesi hükümlerini uygulamağa hakkı olacaktır.

Yukarıdaki fıkranın Türkiye'ye tanıdığı yetkinin Türkiye'ce kullanılmasından önce Boğazlar'dan geçmiş olan, böylece bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, bu limanlara dönebileceklerdir. Bununla birlikle, şu da kararlaştırılmıştır ki, Türkiye, davranışıyla işbu maddenin uygulanmasına yol açmış olabilecek Devletin gemilerini bu haktan yararlandırmayabilecektir.

Türk Hükümeti, yukarıdaki birinci fıkranın kendisine verdiği yetkiyi kullanırsa, Bağıtlı Yüksek Taraflara ve Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine bu konuyla ilgili bir bildiri gönderecektir.

Milletler Cemiyeti Konseyi, üçte iki çoğunlukla, Türkiye'nin böylece almış olduğu önlemlerin haklı olmadığına karar verirse, ve işbu Sözleşmenin imzacıları Bağıtlı Yüksek Tarafların çoğunluğu da aynı görüşle olursa, Türk Hükümeti, söz konusu önlemlerle, işbu Sözleşmenin 6. maddesi uyarınca alınmış olabilecek önlemleri kaldırmayı yükümlenir.



Madde 22
İçinde veba, kolera, sarı humma, lekeli humma (typhus exauthmatique) ya da çiçek hastalığı olayları bulunan, yada yedi günden az bir süre önce bu hastalıklar bulunmuş olan savaş gemileriyle, bulaşık bir limandan beş kez yirmi dört saatten az bir süreden beri ayrılmış olan savaş gemileri, Boğazlar'ı karantina altında geçecekler ve Boğazlar'ın bulaştırılmasına hiçbir olanak bırakmamak için gerekli korunma önlemlerini gemideki araçlarla uygulamak zorunda olacaklardır.

KESİM I. - TİCARET GEMİLERİ

Madde 2
Barış zamanında, ticaret gemileri, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, aşağıdaki 3. madde hükümleri saklı kalmak üzere, hiçbir işlem (formalite) olmaksızın, Boğazlardan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler, Boğazlar’ın bir limanına uğramaksızın transit geçerlerken, Türk makamlarınca, alınması işbu Sözleşmesinin I sayılı Ek'inde öngörülen vergilerden ve harçlardan başka, bu gemilerden hiçbir vergi ya da harç alınmayacaktır.

Bu vergilerin ya da harçların alınmasını kolaylaştırmak üzere, Boğazlar'dan geçecek ticaret gemileri, 3. maddede belirtilen istasyonun görevlilerine adlarını, uyrukluklarını, tonajlarını, gidecekleri yeri ve nereden geldiklerini bildireceklerdir.

Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.

Madde 3
Ege Denizi'nden ya da Karadeniz'den Boğazlar'a giren her gemi, uluslararası sağlık kuralları çerçevesinde Türk yasalarıyla konulmuş olan sağlık denetimi için, Boğazlar'ın girişine yakın bir sağlık istasyonunda duracaktır. Bu denetim, bir temiz sağlık belgesi (patentesi) ya da işbu maddenin 2. fıkrasındaki hükümlerin kapsamına girmediklerini doğrulayan bir sağlık bildirisi gösteren gemiler için, gündüz ve gece, olabilen en büyük hızla yapılacak ve bu gemiler Boğazlar'dan geçişleri sırasında başka hiçbir duruş zorunda bırakılmayacaklardır.

İçinde veba, kolera, sarı humma, lekeli humma (typhus exanlhematique) ya da çiçek hastalığı olayları bulunan ya da yedi günden az bir süre önce bu hastalıklar bulunmuş olan gemilerle, bulaşık bir limandan beş kez yirmi-dört saatten az bir süreden beri ayrılmış olan gemiler, Türk makamlarının gösterebilecekleri sağlık koruma görevlilerini gemiye almak üzere, sağlık istasyonunda duracaklardır. Bu yüzden, hiçbir vergi ya da harç alınmayacaktır; sağlık koruma görevlileri Boğazlar'ın çıkışında bir sağlık istasyonunda gemiden indirileceklerdir.

Madde 4
Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, ticaret gemileri, bayrak ve yük ne olursa olsun, 2. ve 3. maddelerde öngörülen koşullar içinde Boğazlar’dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.

Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.

Madde 5
Savaş zamanında, Türkiye savaşmışa, Türkiye ile savaşta olan bir ülkeye bağlı olmayan ticaret gemileri, düşmana hiçbir biçimde yardım etmemek koşuluyla, Boğazlar'da geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.

Bu gemiler Boğazlar'a gündüz girecekler ve geçiş, her seferinde, Türk makamlarınca gösterilecek yoldan yapılacaktır.

Madde 6
Türkiye'nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması durumunda, 2. madde hükümlerinin uygulanması yine de sürdürülecektir; ancak, gemilerin Boğazlar'a gündüz girmeleri ve geçişin, her seferinde, Türk makamlarınca gösterilen yoldan yapılması gerekecektir.

Kılavuzluk, bu durumda, zorunlu kılınabilecek, ancak ücrete bağlı olmayacaktır.

Madde 7
"Ticaret gemileri" terimi, işbu Sözleşmenin II. Kesiminin kapsamına girmeyen bütün gemilere uygulanır.

MAJESTE BULGARLAR KRALI,
FRANSA CUMHURİYETİ BAŞKANI,
MAJESTE BÜYÜK BRİTANYA,
İRLANDA VE DENİZLER ÖTESİ BRİTANYA ÜLKELERİ KRALI,
HİNDİSTAN İMPARATORU,
MAJESTE ELENLER KRALI,
MAJESTE JAPONYA İMPARATORU,
MAJESTE ROMANYA KRALI,
TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞKANI,
SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ YÜRÜTME KOMİTESİ, VE
MAJESTE YUGOSLAVYA KRALI;

"Boğazlar" genel deyimiyle belirtilen Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve Karadeniz. Boğazı’ndan geçiş, ve gemilerin-gidiş gelişini (ulaşımı), Lozan'da, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanmış olan Barış Andlaşmasının 23. maddesiyle saptanmış ilkeyi1, Türkiye'nin güvenliği ve Karadeniz'de, kıyıdaş Devletlerin güvenliği çerçevesinde koruyacak biçimde, düzenlemek isteğiyle duygulu olarak;
1. Lozan Barış Andlaşmasının 23. maddesi şöyledir:
"Bağıtlı Yüksek Taraflar, Boğazlar rejimine ilişkin bugünkü tarihli yapılmış olan Sözleşmede öngörüldüğü üzere, Çanakkale Boğazı'nda, Marmara Denizi'nde ve Karadeniz Boğazı'nda, denizden ve havadan, barış zamanında olduğu gibi savaş zamanında da, geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) serbestliği ilkesini kabul ve ilân etmekte görüş birliğine varmışlardır. Bu sözleşme, Yüksek Taraflar bakımından, sanki bu Andlaşmanın içindeymiş gibi, aynı güç ve değerde olacaktır."
Lozan Barış Konferansı. Tutanaklar-Belgeler
(çeviren Seha L.MERAY), Takım II, cilt 2, Ankara, 1973, s. 8


İşbu Sözleşmeyi, 24 Temmuz 1923 de Lozan'da imzalanmış olan Sözleşmenin2 yerine kovmağı kararlaştırmışlar ve Tamyetkili Temsilcilerini aşağıda belirtildiği üzere atamışlardır :
2. Boğazlar Rejimine ilişkin Lozan Sözleşmesi için bakınız:
Lozan Barış Konferansı. Tutanaklar-Belgeler
(çeviren Seha L.MERAY), Takım II, cilt 2, Ankara, 9973, ss. 54-64.


MAJESTE BULGARLAR KRALI:
Doktor Nicolas P.NİCOLAEV,
Tamyetkili Ortaelçi, Dışişleri ve Mezhepler Bakanlığı Genel Sekreteri;
B. Pierre NEİCOV,
Tamyetkili Ortaelçi, Dışişleri ve Mezhepler Bakanlığı
Siyasal İşler Müdürü

FRANSA CUMHURİYETİ BAŞKANI:
B. PAUL-BONCOUR,
Senatör, Milletler Cemiyeti'nde Fransa'nın Sürekli Temsilcisi,
eski Başbakan, eski Dışişleri Bakanı, Legion d'honneur nişanının
Chevalier rütbesi, Savaş Haçı nişanı;
B. HENRİ PONSOT,
Fransa Cumhuriyeti'nin Ankara'da Olağanüstü ve
Tamyetkili Büyükelçisi, Legion d'honneur nişanının
Grand Officier rütbesi.

MAJESTE BÜYÜK-BRİTANYA, İRLANDA VE DENİZLER ÖTESİ BRİTANYA ÜLKELERİ KRALI, HİNDİSTAN İMPARATORU:

BÜYÜK-BRİTANYA, KUZEY İRLANDA VE
BRİTANYA İMPARATORLUĞUNUN BİREYSEL OLARAK MİLLETLER CEMİYETİ'NE ÜYE OLMAYAN BÜTÜN PARÇALARI İÇİN:
Çok Sayın Lord STANLEY,
P.C., M.C., M.P., Amirallik Dairesinde Parlamento Üyesi Müsteşar;

AVUSTRALYA COMMONVVEALTH'İ İÇİN:
Çok Sayın Stanley Melbroune BRUCE,
C.H., M.C., Avustralya Commenwealth'inin Londra'da Yüksek Komiseri.

MAJESTE ELENLER KRALI:
B.Nicolas POLİTİS,
Yunanistan'ın Paris'de Olağanüstü Temsilcisi ve
Tamyetkili Ortaelçisi, eski Dışişleri Bakanı;

B. Raoul BİBİCA-ROSETTİ,
Yunanistan'ın Milletler Cemiyeti'nde Sürekli Temsilcisi.

MAJESTE JAPONYA İMPARATORU:
B. Naotake ŞATO,
Judammi, Doğan-Güneş nişanının Büyük-Kordon rütbesi,
Paris'de Olağanüstü Temsilci ve Tamyetkili Büyükelçi:

B. Massa-aki HOTTA,
Jushii, Doğan-Güneş nişanının İkinci Sınıf rütbesi,
Bern'de Olağanüstü Temsilci ve Tamyetkili Ortaelçi.

MAJESTE ROMANYA KRALI:
B. Nicolas TİTULESCO, Dışişleri Bakanı;
B. Constantin CONTZESCO, Tamyetkili Ortaelçi,
Tuna ve Avrupa Uluslararası Komisyonlarında Romanya Temsilcisi;
B. Vespasien PELLA, La Hayc'de Olağanüstü Temsilci ve
Tamyetkili Ortaelçi.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞKANI:
Dr.Tevfik Rüştü ARAS, Dışişleri Bakanı, İzmir Milletvekili;

B. Suad DAVAZ, Türkiye Cumhuriyeti'nin Paris'de Olağanüstü ve
Tamyetkili Büyükelçisi;

B. Numan MENEMENCİOĞLU, Türkiye Büyükelçisi,
Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri;

B. Asım GÜNDÜZ, Korgeneral, Genelkurmay İkinci Başkanı;

B. Necmeddin SADAK,
Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'nde Sürekli Temsilcisi,
Sivas Milletvekili, Dışişleri Komisyonu Raportörü.

SOVYET SOSYALÎST CUMHURİYETLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ YÜRÜTME KOMİTESİ:
B. Maxime LİTVİNOFF, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği
Merkez Yürütme Komitesi Üyesi, Dışişleri Halk Komiseri.

MAJESTE YUGOSLAVYA KRALI:
B. İvan SOVBBOTİTCH,
Yugoslavya'nın Milletler Cemiyeti'nde Sürekli Temsilcisi

BU TEMSİLCİLER, yetki belgelerini gösterdikten ve bu belgeler usulüne uygun ve geçerli kabul edildikten sonra, aşağıdaki hükümler üzerinde anlaşmaya varmışlardır:

Birinci Madde
Bağıtlı Yüksek Taraflar, Boğazlar'da denizden geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğü ilkesini kabul ederler ve doğrularlar.

Bu özgürlüğün kullanılışı bundan böyle işbu Sözleşme hükümleriyle düzenlenmiştir.

BÜYÜK TAARRUZ VE BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ

Sakarya Savaşı'ndan sonra, kamuoyunda ve TBMM'nde taarruz için sabırsızlık baş göstermişti. Gazi Mustafa Kemal Paşa, 4 Mart 1922'de Büyük Millet Meclisi'nin gizli bir toplantısında endişe ve huzursuzluk duyanlara açıklamalar yapmıştı. "Ordumuzun kararı, taarruzdur. Fakat bu taarruzu tehir ediyoruz. Sebebi, hazırlığımızı tamamen bitirmeye biraz daha zaman lazımdır. Yarım hazırlıkla, yarım tedbirlerle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten çok daha kötüdür" diyerek bir taraftan zihinlerdeki şüpheyi bertaraf etmeye çalışırken, diğer taraftan da orduyu son zaferi sağlayacak bir taarruz için hazırlıyordu. Haziran 1922 ortalarında, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, taarruza geçmek kararını almıştı. Asıl amaç, yok edici bir meydan savaşı yapmak, düşmanı çabuk ve kesin bir sonuç alacak şekilde vurmaktı. Mustafa Kemal Paşa, ordu birlikleri arasında bir futbol maçı organize edilmesi bahanesiyle ordu komutanlarını Akşehir'e davet etti. Böylece Yunanlıların ve İşgal Devletlerinin dikkatleri çekilmeyecekti. 28 Temmuz gecesini, komutanlarla genel taarruz hakkında konuşarak geçirdi ve gereken direktifleri verdi. Mustafa Kemal Paşa, daha sonra 20 Ağustos 1922'de Ankara'dan Akşehir'e giderek, 26 Ağustos 1922 Cumartesi sabahı düşmana taarruz emrini verdi. Çok gizli bir şekilde yürütülen bu olayları kamuoyundan saklamak maksadıyla, 21 Ağustos'da Çankaya köşkünde bir çay daveti verileceği gazete ve ajanslara bildirilmişti. 26 Ağustos sabahı Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa(Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile birlikte muharebeyi idare etmek üzere Kocatepe'deki yerini aldı. Büyük taarruz burada başladı. Topçuların sabah saat 4:30'da taciz ateşi ile başlayan harekat, saat 5:00'de önemli noktalara yoğun topçu ateşi ile devam etti. Piyadelerimiz, Sabah 6:00'da Tınaztepe'ye hücum mesafesine yaklaşarak, tel örgüleri aşıp, Yunan askerini süngü hücumu ile temizledikten sonra, Tınaztepe'yi ele geçirdiler. Bundan sonra, saat 9:00'da Belentepe, daha sonra Kalecik-Sivrisi düşmandan temizlendi. Taarruzun birinci günü, sıklet merkezindeki 1. Ordu Birlikleri, Büyük Kaleciktepe'den Çiğiltepe'ye kadar onbeş kilometrelik bir bölgede düşmanın birinci hat mevzilerini ele geçird. 5. Süvari Kolordusu düşman gerilerindeki ulaştırma kollarına başarılı taarruzlarda bulundu. 2. Ordu da cephede tespit görevini aksatmadan sürdürdü. 26 Ağustos günü Türk Ordusunun Büyük Taarruz'u, Genelkurmay Başkanlığı'nca TBMM'ne bildirildi. Bu haber Meclis'i coşturdu ve heyecanlı gösterilere vesile oldu. 27 Ağustos Pazar sabahı gün ağarırken, Türk Ordusu bütün cephelerde yeniden taarruza geçti. Bu taarruzlar çoğunlukla süngü hücumlarıyla ve insan üstü çabalarla gerçekleştirildi. 27 Ağustos saat 18:00'de, Afyon 8. Tümen tarafından kurtarıldı. Afyon kurtuluşun şanlı ve şerefli müjdesi olmuştu. Başkomutanlık karargahı ile Batı Cephesi Komutanlığı karargahı Afyon'a taşındı. 28 Ağustos Pazartesi ve 29 Ağustos Salı günleri, başarılı geçen taarruz harekatı ile düşmanın 5. Tümeninin çevrilmesi ile sonuçlandı. 29 Ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan komutanlar, hemen harekete geçerek muharebenin süratle sonuçlandırılmasını gerekli buldular. Düşmanın çekilme yollarının kesilmesi ve düşmanı çarpışmaya zorlayarak, tamamen teslim olmalarını sağlama yolunda karar aldılar. Karar süratli ve düzenli bir şekilde gerçekleştirildi. 30 Ağustos 1922 Çarşamba günü taarruz harekatı Türk Ordusunun kesin zaferi ile sonuçlandı. Büyük Taarruz'un son safhası askeri tarihimize Başkomutan Meydan Muharebesi olarak geçmiştir. 30 Ağustos 1922 Başkomutan Meydan Muharebesi sonunda, düşman ordusunun büyük kısmı dört taraftan sarılarak, Dumlupınar'da Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın ateş hatları arasında bizzat idare ettiği savaşta tamamen yok edilmiş veya esir edilmişti. Böylece tasarlanan kesin sonuç beş gün içinde elde edilmiş ve hazırlanan plan tam başarı ile uygulanmıştı. 30 Ağustos 1922'nin gurur verici zaferi ile Mustafa Kemal, kaçabilen düşmanın takip edilmesini ve üç koldan Ege'ye doğru ilerlemesini uygun buldu. "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri" diyerek, tarihi emrini 1 Eylül 1922'de verdi. Yunanlılar, İzmir'e doğru kaçmaktaydı. Başta Yunan Ordusu Başkomutanı Trikopis olmak üzere çok sayıda esir ele geçirilmişti. Ordumuz bu muharebede, on beş günde 400 kilometre katederek, 9 Eylül 1922 sabahı İzmir'e girdi. Sabuncu Bel'den geçen 2. Süvari Tümeni, Mersinli yolu ile İzmir'e doğru akarken, bunun solunda 1. Tümen de Kadife Kale'ye doğru yürüyordu. Bu Tümenin 2. Alayı Tuzluoğlu Fabrikası'ndan geçerek Kordonboyu'na ulaştı. Yüzbaşı Şeref Bey Hükümet Konağına, 5. Süvari Tümenimizin öncüsü Yüzbaşı Zeki Bey Kumandanlık dairesine, 4. Alay Komutanı Reşat Bey de Kadife Kale'ye bayrağımızı çektiler. İzmir'de askerlerimiz coşku içinde karşılandılar ve çiçek yağmuruna tutuldular. Süvarilerimizin Kordon boyundan geçişi çok görkemli idi. Kurtuluş zaferinin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Paşa, İzmir'in kurtuluşunu Belkahve'den seyretti. Türk Ordusunun, 400 kilometrelik bir mesafeyi savaşarak katedip İzmir'e ulaşması içerde ve dışarda hayret ve takdir uyandırdı. Büyük Türk zaferi karşısında endişeye düşen ve o anda da İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını işgal altında bulunduran İtilaf Devletleri, savaşı durdurmayı ve Türklerin haklı isteklerini yerine getirmeyi kendi çıkarlarına uygun buldular. Lord Kinross'a göre,"İngiltere, ciddi bir krizle karşı karşıya bulunduğunu anlamaya başlıyor. Halk, Türklerle yeni bir savaştan korkuyordu". 11 Ekim 1922'de imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması'yla, silahlı çatışma durdurulduğu gibi, Edirne dahil Trakya'nın da Türkiye'ye bırakılacağı ve bir ay içerisinde Yunanlılar tarafından boşaltılacağı kabul edildi. Anadolu'da Yunan politikasını yürüten İngiltere Başbakanı Lloyd George, bu gelişmeler üzerine istifa etti.

SAKARYA SAVAŞI

SAKARYA SAVAŞI

İnönü'de ikinci kez yenilen Yunanlılar, ordularını güçlendirmek amacıyla kuvvetlerini artırmışlardı. Türk Ordusu ise henüz hazırlıklarını tamamlayamamış, yurdun bütün kaynaklarından faydalanma imkanını bulamamıştı. Ancak II. İnönü Savaşından sonra, Güney Cephesi kaldırılmış, Güney ve Batı cepheleri birleştirilmişti. Böylece Batı Cephesinde daha fazla kuvvet toplamak imkanı sağlanmıştı. Yunanlılar, 10 Temmuz 1921'de iki ayrı cepheden taarruza geçerek Türk Ordusunu yok etmek istediler. Desteklenmiş kuvvetleriyle güçlü bir şekilde ilerlemeyi başardılar. Türk Ordusu, zor durumdan kendisini kurtarmak amacıyla Eskişehir'e kadar çekildi. Mustafa Kemal Paşa, 18 Temmuz 1921'de Batı Cephesi karargahına geldi ve durumu yakından görüp inceledi. Ordunun düzenlenip kuvvetlendirilmesi için, Sakarya'nın doğusuna kadar çekilmesini gerekli gördü. Bunun üzerine, Türk Ordusu, 25 Temmuz 1921'de taktik savunma yapmak amacıyla Sakarya'nın doğusuna çekildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi orduları Sakarya'nın doğusuna çekilmekle askeri bakımdan büyük bir avantaj elde etti. Türk kuvvetleri için zor olsa da, Yunanlılar için daha zor olan bir durum oluşturuldu. Böylece, Türk kuvvetleri düşmanın gelişen taarruzlarının tehdidinden kurtarılmış, Sakarya'nın doğusunda yeniden düzenlenerek savunma gücü artırılmıştı. Yunanlılar ise mevzilerini genişletmişler, ulaştırma şartları zor bir arazide ilerlemek ve ikmal yapmak zorunda kalmışlardı. Sakarya gerisine çekilme, halkın maneviyatı üzerinde ciddi bir sarsıntı oluşturmuştu ve Meclis'te de bunun belirtileri ortaya çıkmıştı. Mustafa Kemal Paşa'nın muhalifleri; "Ordu nereye gidiyor, millet nereye götürülüyor? Bu hareketin elbette bir sorumlusu vardır, o nerededir? Bu çok acı veren durumun ve yürekler acısı görünümün gerçek sorumlusunu ordunun başında görmek isterdik" diyerek Mustafa Kemal Paşaya dil uzatmaya başladılar. Büyük Millet Meclisi'nde ve dışarıda son çare ve son tedbir olarak Mustafa Kemal Paşa'nın ordunun başına geçmesinde fayda umulduğu yolunda bir kanaat oluştu. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, 4 Ağustos 1921'de Büyük Millet Meclisi'ne verdiği bir önerge ile Başkumandanlığı kabul ettiğini bildirdi ve ancak Meclis'in elindeki yetkileri de fiilen kullanmayı talep etti. Bu önerge üzerine Mustafa Kemal Paşa'nın muhalifleri, kendisine Başkomutan ünvanını ve Meclis'in yetkilerini kullanmak hakkını önce vermek istemediler. Ancak ünvan ve yetki, 5 Ağustos 1921 tarihli kanunla tanındı. Mustafa Kemal Paşa, 12 Ağustos 1921'de Polatlı'daki Cephe Karargahına giderek ordunun başına geçti. Cephede teftiş yaparken, attan düşerek birkaç kaburga kemiği kırıldı. Savaşı cephede yaralı ve kaburga kemiği sarılı bir şekilde idare etmek zorunda kaldı. 23 Ağustos'ta düşman ordusu ciddi olarak cephemize taarruz etti. Ordumuz. 100 kilometrelik cephe üzerinde cereyan eden meydan muharebesinde, düşmanın üstün kuvvetlerini ilk önce yıpratarak, taarruza devam etmekten yoksun bir hale getirdi. 23 Ağustos'tan 13 Eylül'e kadar gece gündüz aralıksız yirmi iki gün devam eden bu kanlı savaştan sonra, düşman ordusu mağlup ve perişan bir şekilde cepheyi terketti. Sakarya Meydan Savaşı sonucu, askeri harekat yön değiştirmiştir. Sakarya, geri çekilme ve gerilemenin durdurulduğu ileri gidişin başladığı noktayı oluşturmuştur. Sakarya Zaferi, bütün memlekette günlerce süren coşkun sevinç gösterilerine ve heyecanlı kutlamalara vesile oldu. Meclis, 19 Eylül 1921'de kabul edilen bir kanunla, Türk Milletinin bir şükranı olarak Mustafa Kemal Paşa'ya Mareşallık rütbesi ve Gazilik ünvanını verdi. Sakarya Zaferi, dış ilişkilerimizde durumumuzun düzeltilmesine ve itibarımızın artmasına yardımcı oldu. 9 Haziran 1921'den beri Ankara'da Fransız temsilcisi Franklin Bouillon'la görüşmeler yapılmaktaydı. Bu görüşmeler, Sakarya zaferinden sonra, 20 Ekim 1921'de Ankara'da olumlu bir şekilde sonuçlanarak, Ankara İtilafnamesi adıyla tarihe geçen bir antlaşmayla noktalandı. Sakarya zaferi, askerlik ve politika bakımından da Kurtuluş Mücadelemizin önemli bir merhalesi oldu. Yunan ordusunun taarruz kabiliyeti kırıldı.

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa